..................................................................................



"



..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................



"



..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................





PSİKOLOJİ SÖZLÜĞÜ:











Psikoloji Sözlüğü










TÜRKÇE - İNGİLİZCE SÖZLÜK








to























web hit counter
statistics
?   MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ, UZEM&TÜRK DİLİ BÖLÜMÜ İŞBİRLİĞİYLE 2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA, TÜRK DİLİ I DERSİNİ ARTIK UZAKTAN EĞİTİMLE VERMEYE BAŞLADI. TÜRK DİLİ DERSİNE AİT GELİŞMELERİ BLOG SİTEMİZDEN DE TAKİP EDEBİLİRSİNİZ! ADRESİMİZ:http://mertbabadag.blogspot.com/ SİTEMİZİN YENİ LOGOSU VE İKONU BELİRLENDİ!

   
  İleri Edebiyat Bilgileri: Mert Babadağ-Muğla Üniversitesi, Hasan Akay-Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Yılmaz Taşçıoğlu-Sakarya Üniversitesi.
  Dil Tasnif
 

TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDA YERİ

Lengüistikte diller, yapı(morfoloji) ve aile(genetik) bakımından iki dala ayrılarak incelenir.

Kaynak bakımından birbiryle yakın ve benzer özellikler taşıyan diller bir aile ve bazende grup oluştururlar. Yeryüzündeki diller bu şekilde sınıflara ayrılırlar. Dil ailesi/soyu/kütüğü/kaynağı/kökeni/genetiği dediğimiz şey aslında bilinmeyen devirlerde, bir "Ana-Temel Dil"den çıkan dillerin oluşturduğu topluluktur
.

SOY-AİLE BAKIMINDAN(GENETİK BAKIMDAN)DÜNYA DİLLERİ:



Dünyadaki başlıca dil aileleri şunlardır: 

1. Hint-Avrupa  dilleri ailesi:

a. Hint-İran Dilleri: İran, Afgan, Pakistan, Hindistan, Sri Lanka, Nepal dilleri,
b. Slav Dilleri: Rusça, Bulgarca, Lehçe, Çekçe, Slovakça, Baltık dilleri,
c. Roman Dilleri: İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Rumence...
d. Cermen Dilleri: İngilizce, Almanca, Felemenkçe, İsveççe, Norveççe... 

2. Hami-Sami dilleri:
a. Hami Dilleri: Eski Mısır dili, Kuşi dili, Libya-Berber dili, Çad dili,
b. Sami Dilleri: Arapça, İbranice (Kenanca), Habeşçe, Akatça.
Bu ailenin önemli dilleri Arapça ve İbranicedir.

3. Bantu dilleri:
Bu aileye Afrika’nın büyük bir kısmında konuşulan Bantu dilleri girer.

4. Çin-Tibet dilleri:
Çince, Tibetçe, Vietnamca ve Kimerce bu gruptadır.  

5. Kafkas dilleri:

Kafkasya'da konuşulan Abhazca, Çerkezce, Gürcüce, Çeçence gibi diller bu grupta yer almaktadır ve üzerinde dilbilimcilerin çalışamaları için hem bakir hem de grift özellikler barındırmaktadır.

 6. Ural-Altay dilleri:

Ural ve Altay dilleri akrabalığı öteden beri tartışma konusu olmuştur. Ne var ki, genel görüşe göre, bu iki kol tek kaynaktan çıkmış, ancak zamanla bağları zayıflamıştır.

Ural ve Altay dillerin akrabalığı aşağıdaki benzerliklere dayanmaktadır:

Her ikisi de eklemeli dildir. Yani sözcük yapısı aynıdır. Bu dillerin yapıları da birbirinin aynıdır. Bu dillerde ünlü uyumu da ortak özellik olarak kendini gösterir. Ural-Altay dillerinde bazı ekler ortaktır. Bu diller arasında benzer sözcüklere rastlanır. Ural Altay dilleri, iki kola ayrılır.






YAPI BAKIMINDAN(MORFOLOJİK BAKIMDAN)DÜNYA DİLLERİ:

Dünya dilleri yapı bakımından üç grupta incelenir: 

1.    Tek Heceli Diller (Ayrımlı diller)

Bu dillerde her kelime tek hecedir. Kelimelerin çekimli şekilleri yoktur, yani daima kök durumundadır. Çin ve Tibet dilleri bu gruba girer.

2. Çekimli diller (Bükümlü diller)

Bu dillerde, çekim sırasında ve yeni kelimeler türetilirken kelime kökleri genellikle değişir ve tanınmayacak hale gelir. Ekler kelimenin önüne, ortasına veya sonuna gelebilir. Sami dilleri, Hint-Avrupa dilleri bu gruba girerler.

3. Eklemeli diller (Bitişken, bağlantılı diller)

Bu dillerde isim ve fiil çekimleri ile yeni kelimelerin teşkilinde kök değişmez. Kökün önüne veya sonuna birtakım ekler getirilerek kelime yapımı veya çekimi gerçekleştirilir. Ural-Altay dilleri bu gruba girer. Türkçemiz sondan eklemeli bir dildir: göz-le-m-ci gel-ecek-ler-di

 

TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ

 

Türkçenin ilk devresi hakkında açık ve kesin bir bilgi yoktur. İlk devrede Ana Türkçe ve daha sonraki devresinde İlk Türkçe adı verilmektedir. Bu devrelerden bugüne örnek kalmamıştır. Ana Türkçe farazî bir devredir. İlk Türkçe devresi, tarih sahnesinde görüldüğümüz zamana aittir. İlk Türkçe devresi; Büyük Hun İmparatorluğu zamanındaki Türkçedir. Bu devreden elimize herhangi bir örnek geçmemiştir. Hun devrinde söylenmiş bazı şiirleri Çince metinlerden öğrenmek mümkündür. Belgelere dayanan devre; Eski Türkçe adı verilen devrededir. Bu devrede milâdın başlangıcından II. asra kadar devam etmiştir. Eski Türkçe denince ilmî araştırmalarda II. asır akla gelir. Türkçenin tarihî gelişmesi üç devreye ayrılmaktadır.

1- Eski Türkçe devresi: Başlangıçtan, II. asra
2- Orta Türkçe devresi: II. asır - 13. asır arası.
3- Yeni Türkçe devesi:  13. asır - 20. asır arası.
 
1. ESKİ TÜRKÇE DEVRESİ: Bu devrenin bilinen ilk metinleri 8. yüzyılda dikilmiş olan Orhun anıtlarıdır. Bu devre de içinde ikiye ayrılır.
a) Göktürkçe: Kendi yazımız olan Göktürk alfabesi kullanılmıştır. Bugüne kadar gelen en eski metindir. Göktürk yazısı ile yazılmış anıtlardır.
b) Uygurca: Göktürk yazıtlarından sonraki yazılı ürünleri Uygur Türkçesi metinleridir.
Uygur Türkleri; Göktürklerin millî yazı dillerini bırakmış İranlılarla akraba olan bir kavim Soğdların yazısını ve Mani-Buda dinlerini kabul etmişlerdir. Eski Türkçe devresinin ikinci bölümünü teşkîl eden Uygur Türkçesi ile yazılmış eserler dinî konudadır.
 
2. ORTA TÜRKÇE DEVRESİ: Bu devrede gerek Türk dilinde, gerek Türk kültüründe önemli değişmeler olmuştur. 10. asırda İslâmiyet resmen kabul edilmiş ve yazı olarak Arap harfleri alınmıştır. Bu devrede Karahanlı devletinin bulunması dolayısıyla Karahanlı Türkçesi de denmektedir. İslâmiyet'ten sonraki Türk edebiyatının ilk eseri Kutadgu Bilig'dir.
11. asırda yeni yazı dillerinin meydana gelme temayülü gösterdiği bir çağdır. Eski Türkçe devresindeki yazı dilinin ve bunun son safhası olan Uygur Türkçesi'nin bir devamı sayılmakla beraber zamanında Hakaniye Türkçesi diye adlandırılan Karahanlı Türkçesi, Doğu Türkçesi yazı dilinin başlangıcı olarak da kabul edilmektedir. Doğu, Batı ve Kuzey Türkçeleri olarak 13. asırdan itibaren ortaya çıkmaya başlayan yeni yazı dilleri devresi ile Eski Türkçe devresi arasındaki bu döneme; Orta Türkçe devresi veya geçiş devresi denmektedir.
 
3. YENİ TÜRKÇE DEVRESİ: 11. asrın yeni yazı dillerinin meydana gelme temayülü göstermeye başladığı Orta Türkçe devresini açıklarken işaret etmiştik. 13. asır sonlarına doğru, Doğu ve Batı Türkçe arasında yeni ve birbirinden farklı yazı dilleri meydana gelemeye başlamıştır. Doğu Türkçesi, Eski Türkçenin ve Karahanlı Türkçesi'nin bir devamı olarak ortaya çıkmıştır. Doğu Türkçesi, Orta Asya müşterek Türkçesi demektir. Batı Türkçesi, Oğuz Türklerinin konuşma diline dayanmaktadır. 13. asırdan itibaren yazı dili olarak kullanılmıştır. Batı Türkçesi iki koldan gelişmiştir. Bunları Osmanlı Türkçesi ve Azerî Türkçesi kabul edebiliriz. Bunlar arsındaki fark 15. asrın sonlarında görülmüştür. Daha önce her iki yazı dili de aynı özellikleri taşımıştır. Doğu Türkçesi'nin bir de Kuzey kolu vardır. 15. asra kadar devam etmiştir. Doğu Türkçesi ile ilgili Kuzey Türkçesi'ni Kıpçak Türklerinin kullandıkları yazı dili oluşturmuştur. Kıpçak Türkçesi mahsullerine, Kuzey Afrika'da ve Mısır'da rastlanmaktadır. Daha sonra Kıpçakça, Oğuzca unsurlar alarak Batı Türkçesi ile birleşmiştir. Çağatayca öncesi, Doğu Türkçesi adı da verilmektedir. Çağatay Türkçesi 15. asırda edebiyat dili olarak Ali Şîr Nevaî tarafından kurulmuştur. 16. asırda Babür Şah Çağatay Türkçesi'nin büyük temsilcisidir. 17. asırda da Çağatay Türkçesi ile yazılmış bazı eserler bulunmaktadır. Çağatay Türkçesi'nin yerine Özbek yazı dili gelmiştir. Kuzey Türkçesi olarak Kıpçak Türkçesi'nden sonra Kırım ve Kazan Türkçesi'nin devam ettiğini görüyoruz. Batı Türkçesi iki koldan gelişmiş ve böylece bir edebiyat oluşmuştur. Osmanlı; Türkiye Türkçesi'nin tarihî devresini teşkil etmiştir.
Bugün yeni Türkiye Türkçesi kullanılmıştır. Azerî Türkçesi ise Kuzey ve Güney olmak üzere iki kolda gelişmiştir. Doğu Anadolu halk ağızları lehçe itibari ile Azeri Türkçesi'ne yakındır. Böylece Teni Türkçe devresi 13. asırdan 1908'e kadar gelmiştir. Bunun kolları Osmanlı ve Azerî Türkçesi, Çağatay öncesi ve Çağatayca, Kıpçak Türkçesi ve Kazan Türkçesi'dir. Yeni Türkçe devresi bugünkü modern hâlini almıştır.

 

MERT BABADAĞ, UMUT ŞENOCAK, BAŞAK YURT İZMİR 2009

 


 
  Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı! Özgün Edebiyat Bilgileri Burda! Sitemizin Kuruluşu 12.12.2009'dur. Copright:mertbabadag@yahoo.com  
 



... m KALP:

  IP :IP adresiniz SAYAÇ (ONLİNE P): page counter   Free Web Site Counter
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol