..................................................................................



"



..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................



"



..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................







..................................................................................





PSİKOLOJİ SÖZLÜĞÜ:











Psikoloji Sözlüğü










TÜRKÇE - İNGİLİZCE SÖZLÜK








to























web hit counter
statistics
?   MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ, UZEM&TÜRK DİLİ BÖLÜMÜ İŞBİRLİĞİYLE 2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA, TÜRK DİLİ I DERSİNİ ARTIK UZAKTAN EĞİTİMLE VERMEYE BAŞLADI. TÜRK DİLİ DERSİNE AİT GELİŞMELERİ BLOG SİTEMİZDEN DE TAKİP EDEBİLİRSİNİZ! ADRESİMİZ:http://mertbabadag.blogspot.com/ SİTEMİZİN YENİ LOGOSU VE İKONU BELİRLENDİ!

   
  İleri Edebiyat Bilgileri: Mert Babadağ-Muğla Üniversitesi, Hasan Akay-Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Yılmaz Taşçıoğlu-Sakarya Üniversitesi.
  Diksiyon
 
 

 

DİKSİYON / ELOCUTION 

ETKİLİ VE GÜZEL KONUŞMA:



Dersin görsel akışı için lütfen şu adrese gidiniz: http://connect.mu.edu.tr/p9u46avx8j2/?launcher=false&fcsContent=true&pbMode=normal

 

 

Dersin web yayını için lütfen şu adrese gidiniz: http://yeniturkdiliedebiyati.tr.gg/Diksiyon.htm

 

 

 

 

 

                   

                    Okt. Mert BABADAĞ   DİKSİYON VE ETKİLİ KONUŞMA I DERS NOTLARI

 

                    ÖNSÖZ

  

Değerli Arkadaşlar, Aranızda özellikle yeni ataması olmuş, yeni evlenmiş, yeni çocuk sahibi olmuş, yeni işe girmiş ve mecburen Muğla'dan ve üniversitemizden uzak kalmış kişiler olduğunu biliyorum. Bu nedenle elimden geldiğince derste tüm işlenenleri buraya yansıtmaya çalıştım. Bu benim için bir anlamda "Uzaktan Eğitim Denemesi" gibi oldu. Derslerin eğlenceli geçtiğinden eminim. Başka hangi derste birlikte tekerlemeler, şarkılar söylüyoruz ki? Umarım diksiyon dersleri hayatınıza bir renk katmıştır. Hoşunuza gitiği kadar bunları sadece emeli/teorik boyutta bırakmaz ve hayatınızın içerisine alarak uygulamaya/pratiğe dökerseniz bu satırları yazan kendini mutlu sayacaktır.                                                                        

 

                                                                                                                                   26 EKİM 2010 SALI  MARMARİS-MUĞLA

 

 DERS1

 

        

 KAYNAKÇA

  

 

YAZAR

   YIL                           - ESER ADI-                                                       YAYINEVİ

 

ŞENBAY, Nüzhet

(2004) Söz ve Diksiyon Sanatı. İstanbul.                                         YKY.NOT: Dersin ana kaynağı bu kitaptır.

 

VURAL, Birol

(2005) Etkili ve Başarılı Konuşma. İstanbul.                                      Hayat Yayınları

 

TAŞER, Suat

(1992) Konuşma Eğitimi. İzmir.                                                         İleri Yayınları

 

AKTAŞ, Şerif

GÜNDÜZ, Osman

(2009) Yazılı ve Sözlü anlatım. Ankara.                                            Akçağ Yayınları

 

AKTAŞ, Şerif

(2007) Edebiyatta Üslup ve Problemleri. Ankara.                           Akçağ Yayınları

 

BANGUOĞLU, Tahsin

(1986) Türkçenin Grameri. Ankara.                                                  TTK Basımevi

 

BİLGEGİL, Kaya

(1984) Türkçe Dilbilgisi. İstanbul.                                                     Dergâh Yayınları

 

ERGİN, Muharrem

(1962) Türk Dil Bilgisi. İstanbul.

 

GÜNEŞ, Sezai

(2004) Türk Dil Bilgisi. İzmir                                                              Çağlayan Mat.

 

 

HATİPOĞLU, Vecihe

 

(1972) Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü. Ankara.                                        DTCF Yayınları

(1982) Türkçenin Söz Dizimi. Ankara.                                                DTCF Yayınları

 

TÜRK DİL KURUMU

(1988) Türkçe Sözlük. Ankara.                                                          TDK Yayınları

(1996) İmlâ Kılavuzu. Ankara                                                            TDK Yayınları

 

ATATÜRK VE EĞİTİM

(1990)                                                                 T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığı Yayınları

 

 

 

  

  

DERS2

 

 

Muğla Üniversitesi 2010 - 2011  Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları 

        

TERİMLER SÖZLÜĞÜ

  

Aşınma: Birleşik kelimelerde ilk kelimenin son hecesi ile ikinci kelimenin ilk hecesindeki ses

benzerliğinin kaynaşması sonucu oluşur. ör. Pazar-ertesi = Pazartesi

 

Atlatma: Konuşma sırasında bazı sesleri ve heceleri söylememekten kaynaklanan bir konuşma kusuru.

 

Benzeşme: Bir kelimede bir sesin başka bir sesi kendisine benzetme etkisi. ör. yurt-daş > yurttaş, çarşanba > çarşamba, o + bir > öbür gibi.

 

Boğumlanma: Ciğerlerden gelen havanın, ağız ve burundaki çeşitli nokta ve bölgelerde

engellemeye uğrayarak ses olarak çıkması.

 

Büzülme: Türkçede eklenme sırasında çeşitli durumlarda büzülmeler oluşur.  ör.

Ünlü  ile  biten  eylemlere  gelecek  zaman  eki  eklendiğinde: başlayacak > başli:cak.  Gelecek zaman ekinin kişi eki almış biçimlerinde farklı büzülmeler ortaya çıkabilir: yapacağım > yapıci:m, yapıca:m

 

Çıkak: Boğumlanma noktası.

 

Diksiyon: Sesleri ve sözleri dilin kurallarına uygun olarak söyleme biçimi.

 

Diyafram: Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas.

 

Duraklama: Anlam bozukluğuna vermemek için iki kelime arasında verilen durak. ör. Birinci geldi. Ör. Bir inci geldi.

 

Düşme: Kelimedeki bir veya birkaç sesin, dilin ses özelliklerinden kaynaklanan sebeplerle düşmesi olayıdır. ör. ısı+cak > sıcak.,

 akıl-ı= aklı, ufak-cık = ufacık

 

Ekleme: Konuşurken kelimenin aslında olmamasına karşın kelimeyi söylerken yeni seslerin eklenmesi. ör. ilimon, seninlen

 

Fonetik: Bir dilin seslerini ve seslerle ilgili özelliklerini inceleyen dil bilgisi dalına denir.

 

Gecikme: Konuşmada akıcı olamama durumu.

 

Gevşeklik: Ses organlarının genel tembelliğidir.

 

Gılama: “r” sesinin boğazda çıkarılması

 

Hitabet: Etkili söz söyleme sanatıdır.

 

Islıklama: “s” sesinin şiddetinin abartılması

 

Kaynaşma: Ünlüyle biten sözcük ünlüyle başlayan bir ek aldığında arada ‘’y, ş, s ,n’’ ünsüzlerinden birinin kullanılmasıdır.

ör. sevgi + in = sevginin

 

Kekemelik: Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke, kekeç

 

Kısalma ve Uzama: Alınma sözcüklerdeki uzun ünlüler çoğunlukla korunmakla birlikte bu

ünlülerin bir bölümü Türkçeye uyum sağlayarak kısalmıştır.  Sözcük yalın olduğunda kısa söylenen bu ünlüler,  eklenmeyle bir açık seslem ünlüsüne dönüşünce eski uzunlukları yeniden ortaya çıkar. hukuk > huku:ku vücut > vücu:du hesap > hesa:bı cevap > ceva:bı

 

Leleştirme: “r” sesinin yerine “l” ve “n” sesini çıkarmaktır. ör. servi=selvi, merhem=melhem, fincan=filcan

 

Pelteklik: Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse).

 

Ses Aralığı: Bir insanın çıkartabileceği frekansların toplamına sesin genişliği denir.

 

Şeleştirme:  “s”  sesinin yerine  “ş”  veya  “j”  sesini çıkarmaktır.  ör.  dispanser=dişpanser, şemsiye=şemşiye

 

Seslendirme: Bir metni doğru duygu ve düşüncelerle en iyi yansıtabilecek şekilde ve konuşma kurallarına uyarak okuma.

 

Sesletim: Havanın ses tellerinden geçip dil, çene, dişler, dil ve damakta biçimlenip ses, hece ve kelimeler halinde işlenmesidir.

 

Ses Rengi: Sesin kişiye özgü olan tınısı.

 

Söyleyiş: Bir kelimenin ses, hece, ton ve vurgu bakımından söylenme biçimi, söyleniş, sesletim, telaffuz.

 

Telaffuz: Söyleyiş, söyleniş, sesletim

 

Tını: Sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği

 

Tonlama: Duyguların veya düşüncelerin gereğine göre bir uyum içinde, seslerin yükseltilip alçaltılmasına tonlama denir.

 

Tutukluk: Bir hece üzerinde takılıp kalma, heceyi veya kelimeyi tekrarlama durumudur.

 

Ulama: Sessizle biten kelimeden sonra sesliyle başlayan bir kelime geldiğinde iki kelimenin birbirine bağlanarak okunmasına denir.

 ör. Ak-şam-ol-du.=Ak-şa-mol-du.

 

Vurgu: Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan

 

Yer Değiştirme: Kelimedeki iki ünsüzün yer değiştirmesi şeklinde ortaya çıkan ve ağızlarda çok görülen bir ses olayıdır. ör. kibrit-kirbit, kirpi-kipri, sarımsak-samırsak

 

Yuvarlaklaşma: Düz ünlünün ünsüz etkisiyle yuvarlak oluşu: savırmak > savurmak, kavışmak > kavuşmak, yımışak > yumuşak gibi.

 

Zeleştirme: “j” sesinin yerine “z” senini çıkarmaktır. ör. şarj= şarz



 

  

DERS3

  

 

Muğla Üniversitesi 2010- 2011          Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

 

ALIŞTIRMALAR

1.Bir berber bir berbere bre berber beri gel diye bar bar bağırmış. Bizde bize biz derler, sizde bize ne derler? Gül dibi bülbül dili gibi,gül dibi bülbül dili.

 

2.Pireli peyniri perhizli pireler tepelerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler.

 

3.Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın,kapı gıcırdatıcılardan mısın?Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım.

 

 

4.Çatalca’da topal çoban çatal yapıp çatal satar,nesi için çatalca da topal çoban çatal yapıp çatal satar?Kârı için çatalca da topal çoban çatal yapıp çatal satar. Üç tunç tas kayısı hoşafı.

 

5.Dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse,dört deryadan dört dert,dört dergahtan dört dev çıkar. Paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı. Zaman saman satar, saman zaman satar.

 

6.Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür.Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al da gel.

 

7.Nankör nalbant nalları nallamalı mı,nallamamalı mı? Az kaz, uz kaz, boyunca kaz.

 

8.İşlek işlemeci,işlemeli işleri işlikte işleyerek işletmeciye işyerinde izletti.

 

9.Ilgarcı ılgar,ılgıngillerin ılgancırı ılgalayarak,ılgıt ılgıt ılgılardı.

 

10.Pısırık pırlak pırnallıklarda pırnallanırken pılı pırtısını pısırık pıtraklara pıtır pıtır pırtlattı.

 

11.Üçüncü üçkağıtçı,üçetek üçleşerek üç teker arabayla süzüm süzüm süzülen süzgeçleri süzdü.

 

12.Kırk kırık küp, kırkının da kulpu kırık kara küp.A be kuru dayı ne kuru sarı darı bu darı ,a be kuru dayı. Şu odayı badanalamalı mı,yoksa badanalamamalı mı?

 

13.Sen seni bil,sen seni,bil sen seni,bil sen seni,sen seni bilmezsen patlatırlar enseni.

 

14.Şu karşıda bir dal,dal sarkar kartal kalkar,kartal kalkar dal sarkar,dal kalkar kantar tartar.

 

15.Şu köşe yaz köşesi,şu köşe kış köşesi,ortadaki su şişesi. Şiş şişeyi şişlemiş,şişe kesişe kiş demiş. Elalem aladana aldı aladanalandı da biz bir aladana alıp da aladanalanamadık.

 

16.Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?Bu yoğurdu mayalamalı da mı saklamalı, mayalamamalı da mı saklamalı?

 

17.Sizin damda var,beş boz başlı beş boz ördek, Değirmene girdi köpek, Bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek, Değirmenci çaldı kötek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek Hem kepek yedi köpek, Bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe, Hem kötek yedi köpek. Siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz,demiş.

 

18.Bir tarlaya kemeken ekmişler.İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış.Biri erkek kürkü yırtık kel kör kirpi,öteki dişi kürkü yırtık kel kör kirpi.Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü,kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne;kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü,kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.

 

19.Getirince el getirir,yel getirir,sel getirir;götürünce el götürür,yel götürür,sel götürür.

 

20.Bu mum, umumumuzun mumu.

 

 

 

DERS4

 

 

Muğla Üniversitesi 2010 - 2011  Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

  

Bu görseller işlendi. Lütfen bağlantıları izleyiniz!

  

http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fvimeo.com%2F3028468&h=d6818

  

http://www.facebook.com/posted.php?id=160251877341344&share_id=160224140666973&comments=1#s160224140666973

  

http://www.facebook.com/posted.php?id=160251877341344&share_id=160224140666973&comments=1#!/profile.php?id=567197349

 

 

Önemli Not:  Bu görsel akışlardan sorumlusunuz.

 

  

 

 

DERS5

 

 

  

Muğla Üniversitesi 2010 - 2011  Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

 

  

VURGU

Konuşmada ses dizisinde hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı, daha kuvvetli olarak söylenmesine vurgu denir. Konuşmanın tekdüzelikten kurtarılması vurgu ile sağlanmaktadır.

 

Vurgu, dilin bünyesinden ve konuşanın ruh hâlinden kaynaklanır. Bu sebeple vurgu, iki çeşittir:

 

1. İSTEĞE BAĞLI VURGU

Konuşana göre değişen, dilin doğal vurgusu dışında yapılan vurgudur. Konuşmanın etkisini artırmak, konuşmaya ahenk vermek için yapılır. İkiye ayrılır:

a) Pekiştirme vurgusu

Duygu ve düşüncenin şiddetini, derecesini göstermeye yarayan vurgudur: Çok güzel! Enfes! Berbat! Çek git! Zevksiz adam!

b) Ahenk vurgusu

Genellikle bir dinleyici grubuna karşı yapılan konuşmalarda ve şiir okumada sözün etkisini, ahengini artırmak, dinleyenler üzerinde olumlu bir etki uyandırmak amacıyla isteğe bağlı olarak yapılan vurgudur:

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak! Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

 

2. DOĞAL VURGU

Dilin yapısı ve kelimenin anlamıyla doğrudan ilgili olan, konuşana ve kullanışa göre değişmeyen, herkes tarafından uyulması gereken vurgudur. Doğal vurguya uyulmadığı zaman dilin yapısı bozulur. Bazen de söylenmek istenenle ortaya çıkan anlam birbirinden farklı olur.

 

Türkçede vurgulu hecelerle vurgusuz heceler arasında fazla şiddet farkı olmadığı için vurgulu heceyi ayırt etmek zordur. Kelimede hangi hecenin vurgulu olduğunu doğru tespit etmek için her defasında farklı bir hece diğerlerinden abartılı bir biçimde söylenir. Bu söyleyişlerden hangisi kulağa anormal gelmezse vurgu o hece üzerinde demektir. Meselâ, u-nut-ma keli­mesinde ma hecesi dışındaki heceler vurgulu okunduğu zaman anormallik sezilmektedir. Demek ki bu kelimede vurgu son hecededir.

Üç çeşit doğal vurgu vardır:

a) Kelime vurgusu

Kelimedeki hangi hecenin diğerlerinden daha şiddetli vurgu taşıdığını gösterir. Türkçede kelimelerin genellikle son hecesi vurguludur. Yapım ekleriyle kelime genişletildikçe vurgu son heceye kayar: anne, durak, konut, sözlük; düşüncesizlikçekingen.

Türkçenin bu genel vurgu sistemine uymayan, vurgusu son hecede olmayan kelimeler de vardır. Bunlardan başlıcaları aşağıda sıralanmıştır:

§  Yer adlarında ve coğrafî adlarda vurgu genellikle ilk hecede olur. Yer adlarından yabancı olanların Türkçe söylenişinde ise vurgu, sondaki heceden öndeki hecelere doğru geçer: Ankara, Kayseri, Erzurum, Türkiye, Asya, Avrupa; Almanya, İngiltere, nih.

§  Zarfların çoğu:  ahmakça, ansızın, artık, ayrıca, belki, demin, gayet, lâ, hatta, iyice, kurnazca, öğleyin, önce, sonra, şimdi, şöyle, yalnız, yarın, yine, zorla.

§  Ünlem ve ünlem olarak kullanılan adlarla hitaplarda vurgu ilk heceye geçer: acaba, aferin, arkadaş!, Aslan!, baba!, beyefendi!, elbette, evet, garson!, ler!, haydi, hayır, işte, Mehmet!, peki, yahu.

§  Dil adları: Almanca, Arapça, Farsça,

§  Küçültme eki almış sıfatlar: alçacık, azıcık, daracık, sacık, ufacık,yumuşacık.

§  (Geniş zaman çekimi dışında) -ma, -me olumsuzluk eki almış fiiller: aldatmadılar, gitmemek, kalkmıyor, konuşmamak, oturmayacaklar, uyumayın.

§  Birleşik kelimelerden bazıları: bugün, biraz, birçok, onbaşı, başçavuş, cumartesi, ayakkabı, kahverengi.

Bu kelimelere vurgulu ek geldiği zaman da (vurgu, kelime tabanının son hecesinde olmadıkça) vurgunun yeri değişmez: annelik, Almancadan, Ankara’da, Bolu’dan, karıncaya, masayı, önceki, radyoda, Türkçenin, yarınki.

Çekim eki almış kelimelerde vurgu çoğunlukla çekim eki üzerindedir. Vurgusuz bazı çekim ekleri ise vurguyu kendilerinden önceki heceye atarlar. Vurguyu önceki heceye atan vurgusuz çekim ekleri aşağıda sıralanmıştır:

§  -n vasıta hâli eki: baharın, zün, kışın, yazın.

§  -la / -le eki: atla, babamla, bıçakla, çocukla, kalemle.

§  -ca / -ce ve bunun genişlemiş şekli –casına / -cesine eki: açıkça, bence, güzelce, onca, yüzlerce; alçakçasına, aptalcasına, delicesine.

§  Soru eki: bildi mi?, öğrenecekler mi? sevecek misiniz?; Ankara mı?, güzel mi?, kitap mı?

§  -dir eki: akıllıdır, bilmiştir, gelecektir, geniştir, kısadır.

§  Kişi ekleri (Birinci ve üçüncü kişi emir ekleri dışında): geleceğim, görmeliyim, güzelsin, kalkın, kalşsınız, oturunuz, yazarım, yazasın, yorgunum.

§   -yor şimdiki zaman eki: ayor, güyor, okuyor.

§  Birleşik çekimlerde kullanılan hikâye (-di), rivayet (-miş) ve şart    (-sa) ekleri: başlardı, çalışırsak, gidermiş, giderse okurdum.

-ken, -madan / -meden gibi bazı zarf-fiil ekleri de vurgusuzdur: almadan, başlarken, durmadan, giderken, uyumuşken, yazacakken.

-ınca ve -dıkça zarf-fiil eklerinde vurgu son hecede değildir: gittikçe, görünce, satınca, okudukça.

Dilin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olan vurgu, yanlış hecede yapılırsa anlam karışıklığı ortaya çıkar. Yalnız kelimesinin yanlız şeklinde söylenmesi nasıl bir dil yanlışıysa, meselâ okuyan kelimesinin ilk hecesinin vurgulu söylenmesi de aynı derecede önemli, bir dil yanlışıdır. Başka millete mensup insanlardan Türkçeyi yeni öğrenenlerin Türkçedeki vurguları kendi dillerindeki gibi vurgulamalarında ve vurgunun yer değiştirmesiyle anlamlarını veya türlerini değiştiren kelimelerde bu durum açıkça görünür:

kartal: bir kuş                         Kartal: İstanbul'da bir semt                           bir semt

garson : isim                         Garson!: Hitap

yalnız: sıfat veya zarf           yalnız: bağlama edatı

okuma: kıraat                      okuma:  emir

bıçakla: emir                        bıçakla: bıçak ile

 

Türkçede asıl vurgu yanında ikinci derecede bir kelime vurgusu daha vardır: Kelimenin asıl vurgusu sonda ise, ikinci derecedeki vurgu ilk hecede; asıl vurgu ilk hecede ise, ikinci derecedeki vurgu son hecede bulunur: annemin, babamındeminki, evdeki, Kurtuluş.

Türkçede vurgu bakımından en zayıf hece, orta hecedir.

 

b) Grup vurgusu

 

Kelime gruplarında hangi hecenin daha şiddetle vurgulanacağını gösterir. Bir kelime grubunu oluşturan kelimelerden her birinin ayrı ayrı vurgusu olduğu gibi, kelime grubunun da, kelime vurgusunun üstünde, kendine özgü bir vurgusu vardır. Grup vurgusu, grubu oluşturan kelimelerdeki vurgulardan daha şiddetlidir.

Türkçede grup vurgusu, yardımcı unsur olan (grubun başında yer alan) kelimenin vurgusunun bulunduğu hecededir: beyaz kitap, otuz kalem, evdeki hesap, evin kapısı, masa örtüsü, yuvarlak masa, dilim dilim, gitgide, koşa koşa, çarçabuk, su hava ateş ve toprak, Ali ile Veli, Kızılırmak, Çanakkale, zikretmek, alay etmek, yavermek, Osman Bey, Mustafa Kemal Paşa, Fahriye abla, Oğuz Kağan, ey oğul, on iki, güneşe karşı,

 

C) Cümle vurgusu

Yüklemden, bağlaçtan, soru ekinden önceki kelime vurguludur.

TONLAMA

Konuşma sırasında ses perdeleri arasında sürekli değişme olur. Bu perde değişikliği konuşma sırasında seslerin farklı farklı tonlarda çıkmasını sağlar. Duyguların veya düşüncelerin gereğine göre bir uyum içinde, seslerin yükseltilip alçaltılmasına tonlama denir. Tonlama, konuşmada tekdüzeliği önler, söyleyişe ahenk katar.

Konuşma sırasında duygularla ilgili olarak özel bir tonlama yapılmadığı zaman dilin doğal tonlaması ortaya çıkar. Buna göre bildirme cümlelerinde sesin tonu cümlenin sonuna doğru azalır; dilek cümlelerinde ise yükselir. Olumsuz cümlelerde, olumsuzluk edatı üzerinde sesin tonu yükselir. Birleşik cümlelerde ise, yan cümlenin yüklemi yüksek tonlu söylenir. Ara cümlelerde tonlama yapılmaz.

 

 

 

 

 BURADAKİ GRAFİKLER ÇIKMADIĞI İÇİN ÜZGÜNÜM!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şu bayırlarda –ki vaktiyle bağlardı- sesi dünyayı tutan bereket çağlardı.

 

 

 

 

Atlar şahlanmalıdır, yaslar saklanmalıdır.

Tonlamanın dile kazandırdığı anlam incelikleri sadece işitmeyle kavra­nabilir. Tonlama yazıda gösterilmez. Meselâ, anlaştık mı?  kelimesi alçak, yüksek veya alaylı tonla söylenmesine göre memnuniyetten tehdide kadar çeşitli anlamlar kazanır.

Topluluk karşısındaki konuşmalarda ve şiir okumada tonlamanın ayrı bir yeri vardır. Güzel bir şiir, vurgu ve

tonlamaya dikkat edilmeden okunursa anlamından çok şeyler kaybedebilir.

 

 

DERS6

   

 Muğla Üniversitesi 2010- 2011          Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

  

 

SES BİLGİSİ/FONETİK:

 

 

 

sorumlu değilsiniz!

 

 

DERS7

   

 

Muğla Üniversitesi 2010- 2011          Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

 

 

Bu görsellerdeki temel kavramlardan bahsedildi. Görsellerden sorumlu değilsiniz; ancak bu kavram ve terimleri bilmeniz gerekiyor. Lütfen bağlantıları izleyiniz!

  

 

 



Önemli Not:  Bu görsel akışlardan sorumlusunuz.

 





 

DERS8



 

 

Muğla Üniversitesi 2010- 2011          Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

 

İLETİŞİMİN SÜRECİ VE TÜRLERİ

 

İŞLENDİ!

 

 

 

  

DERS9

Muğla Üniversitesi 2010- 2011          Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

Metin Okumaları ve Uygulamalar.



Sorumlu Değilsiniz! 


DERS10

Muğla Üniversitesi 2010- 2011          Okt. Mert BABADAĞ Diksiyon Ders Notları

 

 

ANLATIM BOZUKLUKLARI VE DİL KUSURLARI

ANLATIM BİÇİM VE TEKNİKLERİ

 

SINAVA DAHİL DEĞİL.




Sıradaki 5 soruyu “Diksiyon” konusunda “Doğru Nefes” başlığında anlatılanlar ışığında çözünüz.

 

 

 




 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.           Yukarıdaki görsel özellikle hangi solunum organını belirtmektedir?    

              A)Ciğer B)Diyafram C)Kalp D) Gırtlak E) Dalak

 


2.           Yukarıdaki görsel neyi anlatmaya çalışmaktadır?

A) Bebekler gibi nefes almamız gerektiğini; çünkü en doğru nefesi onların aldığını.

B) Yalnız ergenlerin doğru nefesi kullanabildiğini.

C) Yatarak daha iyi nefes alınabileceğini.

D) Nefes kontrolüne genç yaşlarda başlanması gerektiğini.

E) Uyurken nefesimizi denetlememiz gerektiğini.


3.           Hangisi “Doğru Nefesin Faydaları”ndan değidir?

A) Ses gür ve etkili çıkar.

B) Vücuda yeterli oksijenin alınır.

C) Uzun konuşma süresi sağlar.

D) Heyecanı bastırır.

E) Şive farkını ortadan kaldırır.

 

4.        Hangi durumda doğru nefes alınmaktadır?

A) Çok derin bir nefes alındığında.

B) Göğsümüz yukarı kalktığında.

C) Omuzlarımız yükseldiğinde.

D) Yalnız karnımız şiştiğinde.

E) Burunla ağızdan aynı anda nefes alındığında.

 

5.           Her gün 5 dakikanızı ayırarak yapmanız istenen iki  ödev egzersiziniz hangileridir?

A) Ayna karşısında konuşma alıştırması yapmak ve alt çeneyi sağa sola oynatmak.

B) Dudakları serbest bırakarak püflemek ve sonra dişleri birbirinden ayırmadan konuşmak.

C) Dili diş ve dudak aralığında gezdirerek daireler çizmek ve dudakları çiğnemek.

D) Üst dudağın üstüne bir kalem koyarak konuşmak ve söylenişi zor kelimeleri çalışmak.

E) Ağzımıza su doldurup konuşmaya çalışmak ve burundan konuşmaya çalışmak.

                     


-BİTTİ-

 

SINAVLARINIZDA BAŞARILAR.      

 

TÜM ÖĞRENCİLERİME SINAVLARINDA BAŞARILAR DİLİYORUM.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 3 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı! Özgün Edebiyat Bilgileri Burda! Sitemizin Kuruluşu 12.12.2009'dur. Copright:mertbabadag@yahoo.com  
 



... m KALP:

  IP :IP adresiniz SAYAÇ (ONLİNE P): page counter   Free Web Site Counter
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol