1.Bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği açıklamak, bir görüşü savunmak amacıyla gazete ve dergilerde yayımlanan yazılardır. Ana öğesi düşüncedir. Genellikle nesnel olan bu yazılarda, düşünceleri kanıtlama amacı güdülür. Bizde ilk örneği 1860’ta Tercüman-ı Ahval gazetesinde yayımlanan, Şinasi’nin “Mukaddime”sidir.
Bu parçada sözü edilen düzyazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A)Deneme
B)Fıkra
C)Makale
D)Eleştiri
E)Röportaj
2.Mr. Bloom’un zamanında Dublin’de sokaklar, bizim Arnavut kaldırımı dediğimiz taşlarla kaplıydı. Ana caddelerde tramvaylar çalışır, otomobil pek nadir görülürdü. İnsanlar gidecekleri yere ya yürüyerek ya bisikletle ya da tramvayla giderlerdi. O zamanlar, şehirleri günümüzdeki gürültü ve egzoz dumanları esir almadığından, J. Joyce’un çoğu kahramanı gibi sokakta durup ayaküstü sohbet etmek doğaldı. İnsanlar, trafik ışıklarına gereksinim duymaksızın karşıdan karşıya geçebilirlerdi. O zamanlar caddeler ve sokaklar insanlarındı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A)Dönemleri karşılaştırma
B)Betimleme yapma
C)İzlenimleri aktarma
D)Değişik yapılı cümleler kullanma
E)Düşünceyi örneklerle somutlaştırma
3.(I)Bugünkü kuşağın, eski yazarlarımızı anlaması için Osmanlıca bilmesi gerekiyor. (II)Gençler arasında bu zahmete katlananlar çok az. (III)Dil güçlüğü karşısında, tutulacak en basit yol seçiliyor ve başkalarının yargılarına dayanılarak örneğin Cenap Şahabettin ve Abdülhak Hâmit gibi büyük şairlerimiz kötüleniyor. (IV)Hâmit ve Cenap, dönemlerinin genel eğilimlerini temsil ederler. (V) Oysa edebiyatta, eserleri bizzat okumadan ve incelemeden sağlam ve doğru fikir edinilemez.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)I. cümlede birden fazla kaynaştırma eki kullanılmıştır.
B)II. cümlede ünsüz yumuşamasına aykırı sözcük vardır.
C)III. cümlede ünlü daralması vardır.
D)IV. cümlede ünsüz yumuşamasına yer verilmiştir.
E)V. cümlede ünsüz benzeşmesi vardır.
4.Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük, cümleye anlamca uygun değildir?
A)Onu uyarmıştım; ama dün gene benim yanıma oturdu.
B)Konuyu sizinle yeniden masaya yatırmamız gerekiyor.
C)Bu sorunu yine ele alacağız; ama çözüm bulabileceğimizden emin değilim.
D)Tasarı, bir daha incelenmek üzere komisyona geri gönderildi.
E)Bugün yapılan deney, üç yıl önce tekrar yapılmıştı.
5.Geçtiğimiz yıl yirmi ülkede yapılanbir
IIIIII
araştırmaya göre “Yüzüklerin Efendisi” hayranları, kitabı tekrar tekrar okuyup filmi tekrar tekrar seyretmekle kalmıyor,
IV
aynı zamanda kitap ya da film hakkındaki
V
yorumlarını da birbirleriyle paylaşı-yorlarmış.
Yukarıda numaralanmış sözlerden hangisi çıkarılırsa, cümlenin anlamında bir daralma ya da değişme görülmez?
A)IB)IIC)IIID)IVE)V
6.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
D)Bu kadar ilgisiz davranması, çocukların geleceğini etkiledi.
E)Böylesine özverili olmak hiç de doğru değil; diyordu.
8.Kara bulutların denize saldığı gölgeler içinde balinaların üstünde kaynaşan ak sular gittikçe daha iyi görünüyordu. Su püskürtüleri artık birbirine karışmıyor, sağa sola doğru birbirinden ayrılamaya başlıyordu. Balinaların dümen suları birbirinden uzaklaşıyor gibiydi. Sandallar da iyice yayıldılar. Zıpkıncı, rüzgâr altına doğru giden üç balinayı kovalamaya başladı. Yelkenlerimizi açtık, gittikçe artan rüzgârda, sandalımız büsbütün hızlandı; az sonra öyle çılgınca yol almaya başladık ki, ıskarmozlardan çıkmasın diye, kürekleri daha çabuk işletmek zorunda kaldık.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)Karşıt kavramlardan yararlanılmıştır.
B)Doğa devinim içinde yansıtılmıştır.
C)Konuya özgü terimler kullanılmıştır.
D)Öykülemeye başvurulmuştur.
E)Düşünceleri değiştirme amacı güdülmüştür.
Bizim “kuşaklar sorunu” diye adlandırdığımız şey, gerçekte sanat akımları sorunudur. Üstelik yaşla değil başla; kuşak değil, yöntem farklılıkları ile ilgilidir. Onun için, sonradan kuşak hareketi diye nitelendirilen bu hareketlerden birini, “Mavi” hareketini başlatırken ben yaşa değil, yönteme baktım. Cumhuriyet şiirindeki “Garip” hareketi de herkesin sandığı gibi bir kuşak hareketi değil, bir yöntem hareketidir. Garipçiler ile aynı kuşaktan olan birçok şair, bu hareketi benimseyip toplumcu-gerçekçiler ile “İkinci Yeni” şairleri aynı dönemin havasını solumuş; ama birbirine hiç benzemeyen sanat anlayışlarına bağlanmışlardır.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A)Tartışma
B)Açıklama
C)Öyküleme
D)Tanımlama
E)Betimleme
10.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, anlamca çelişen sözlerin bir arada kullanılması, anlatım bozukluğu yaratmıştır?
A)Bu sorunların bir gün mutlaka biteceğini sanıyorum.
C)Ayrıntıyı sevmeyen, konuyu ana hatlarıyla ele alan bir yazardı.
D)Onu az çok benim de tanıdığımı bilirsin.
E)Şair olmayı düşlerken, kendimi bu bilim ortamında buldum.
11.Minik, sevimli bir kentte, tarihi atmosferine rağmen modernizmin tüm nimetlerinin önünüze serildiği bir ortamdasınız. Klasik tarzda, bakımlı, asırlık evler, yeni villalar ve çeşit çeşit apartmanlar… Sanatla güncel yaşamı birleştirmiş “köşe”ler, kafelerin önünden geçerken iştah kabartan bir balık kokusu… Sonra orman… Ağaçların arasında dolaşırken yalnız olmadığınızı, birilerinin, belki devahşi orman yaratıklarının sizi gözlediğini düşünüyorsunuz. “Burada başka bir yaşam var.” dedirtiyor manzara size.
Bu parçada ağır basan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A)Örneklendirme
B)Benzetme
C)Açıklama
D)Tartışma
E)Betimleme
12.Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük çıkarılırsa cümlenin anlamında bir değişme ya da daralma olmaz?
A)Artık böyle sıcak bir yerde tatil yapmak istemiyordum.
B)Şehrin gürültüsünden iyice bunalmış, sakin bir kıyı kasabasına gitmişti.
C)İnsan burada kendisini sanki evinde hissediyor.
D)Böyle güzel bir ortamda insan bütün sıkıntılarını unutuyor.
E)Burası, bizden çok, yabancı turistlerin tercih ettiği bir yerdi.
13.Tanzimat edebiyatının Batı’ya yönelik bir edebiyat olması, “çeviri”nin bu edebiyatın oluşumundaki payını önemli kılar. (II) Bu yüzden, kimi edebiyat tarihçileri de hazırlık dönemini Batı’dan yapılan ilk roman çevirisi ile başlatırlar. (III) Bu eser, Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Taaşukk-ı Talat ve Fitnat’tır.(IV) Eski inşa üslubuyla yazılan, seci ve söz sanatlarıyla yüklü olan eser, o dönemde çok beğenilmiş ve okullarda da okutulmuştur.(V) Daha sonra Ahmet Vefik Paşa, Yusuf Kâmil Paşa’nın çevirideki tutumunu protesto etmek için aynı yapıtı yalın bir dille yeniden çevirmiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A)I.B)II.C)III.D)IV.E)V.
14.28 Haziran 1862’de yayımlanmaya başlanınca, teknik yenilikleri Batılılaşmayı savunan bakış açısıyla dönemin yeni düşüncelere açık gençlerinin çevresinde topladığı nokta. Namık kemalin eski edebiyattan yeni edebiyata yönelmesinde de etkili oldu. Şinasi’nin çıkardığı bu gazete, ilk bağımsız gazetemizin doğal devamı niteliğindedir.
Bu parçada sözü edilen gazete aşağıdakilerden hangisidir?
A)Tercüman-ı Ahval
B)Ceride-i Havadis
C)İbret
D)Tasvir-i Efkâr
E)Tercüman-ı Hakikat
15.Tanzimat edebiyatıyla ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A)Batı’ya yönelmiş bir edebiyattır ve toplumsal hayatımızdaki hızlı değişimin bir parçasıdır.
B)Divan şiirinin yaşanan hayattan uzaklaştırdığı edebiyat, bu dönemde hayata ve halka yönelir.
C)Dil, eski edebiyata göre daha anlaşılır olmuştur, kimi zaman günlük konuşmaya yakındır.
D)Bu dönemde düzyazı dilinin geliştirilmesinde gazeteciliğin büyük rolü olmuştur.
E)Şiir gelişir ve edebiyatın hâkim türü olurken, tiyatro türünde başarılı örnekler verilememiştir.
16.---- ilk romanı olan ----, Türk edebiyatının da ilklerindendir. Bu romanda zengin, mirasyedi gençlerin kendilerini eğlenceye kaptırmaları yüzünden nasıl yıkıma uğradıkları gösterilerek ahlak dersi verilmeye çalışılır. Romanda yer yer gerçekçi gözlemler olmasına karşı kimi betimlemelerde romantizmin etkisi daha belirgindir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A)Şemsettin Sami’nin - Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
B)Namık Kemal’in - İntibah
C)Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası
D)Halit Ziya Uşaklıgil’in – Mai ve Siyah
E)Nabizade Nâzım’ın – Zehra
17.Edebiyatçılar, yaşadıkları çevrenin ve çağın tanıklarıdır. Bu bakımdan kimi tarihçiler, edebiyat eserlerini tarih biliminin başvuru kaynakları arasında görür.
Buna göre aşağıdaki türlerden hangisi tarih bilimi açısından değer taşımaz?
A)Gezi yazısı
B)Anı
C)Günlük
D)Roman
E)Masal
18.----, yazarın kendi yaşamıyla birlikte dönemini ve çevresini anlattığı yazıdır; oysa ----, yazarın özellikle kendi yaşamını anlattığı bir türdür.
Bu parçada boş bırakılmış yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A)Biyografi - otobiyografi
B)Günlük - anı
C)Anı - otobiyografi
D)Günlük - biyografi
E)Anı - röportaj
19.Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsanız, onun kimlerle arkadaşlık kurduğuna bakmak gerekir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
D) “bakmak gerekir” sözcüğünün yerine “bakılmalıdır” getirilerek
E) “onun” sözcüğü cümleden çıkarılarak
20.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yetişmek” sözcüğü anlamına uygun kullanılmamıştır?
A)Bir soluta öndeki gruba yetişti ve onlara anlattı.
B)Taksiyle gitmemize rağmen vapura yetişemedik.
C)Örenciler kendilerine verilen sürenin yetişmediğinden yakınıyordu.
D)Tam o sırada geç bir adam imdadıma yetişti ve beni kurtardı.
E)Bu tür bitkiler Akdeniz ve Ege’de yetişir.
21.En önemli temsilcileri Victor Hugo ve Lamartine olan edebiyat akımı ---- dir.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)romantizm
B)hümanizm
C)sembolizm
D)klasisizm
E)natüralizm
22.Aşağıdaki sanatçılardan hangisi realist akım içinde yer almaz?
A)Balzac
B)J. London
C)Fenelon
D)Stendhal
E)Flaubert
23.Ünlü yazar, “halkçı sanat” anlayışının öncüsüdür. Kendi kendini yetiştirmiş bir kişi olarak halkı da yetiştirmeyi ilke edinmiştir. Bu nedenle ona “Hace-i Evvel” unvanı verilir. Geniş kitlelere seslenen konuları, özentisiz ve rahat söyleyişi yapıtlarının çok okunmasını sağlamıştır. Bütün bu amacı merakla okumak, ansiklopedik bilgiler vererek okuyucuyu eğitmek ve ona ahlaki görüş aşılamaktır. Edebiyatımızda ilk öykü denemelerinden birini o yapmıştır.
Bu parçada sözü edilen yazar ve onun öyküler kitabı, aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A)Ahmet Mithat Efendi – Letaif-i Rivayat
B)Samipaşazade Sezai – Küçük Şeyler
C)Recaizade Mahmut Ekrem – Muhsin Bey
D)Ömer Seyfettin – Falaka
E)Hüseyin Rahmi Gürpınar – Mürebbiye
24.Tanzimat edebiyatının birinci kuşağı ile ilgili yargılardan hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) Dilin sadeleşmesini gerekli görmelerine karşın, bunu istedikleri ölçüde uygulayamamışlardır.
B)Toplum yaşamıyla ilgili, politik, dışadönük bir tavır sergilemişlerdir.
C)Roman, hikâye, eleştiri ve Batılı anlamda tiyatro, makale gibi birçok tür onlarla edebiyatımıza girmiştir.
D)Romantizmin etkisiyle yazdıkları roman ve hikâyelerinde konuları genellikle günlük hayattan ya da tarihten seçmişlerdir.
E)Hâkim tür olan şiirde Batı’dan alınmış nazım biçimlerini kullanmışlardır.
25.Aşağıda verilenlerden hangisi Şinasi’ye ait değildir?
A) “Şair Evlenmesi” adlı yerli tiyatro eseri
B) “Harabat” adlı antoloji
C) “Tercüme-i Manzume” adlı şiir çevirileri
D) “Mukaddime” adlı makale
E) “Tercüman-ı Ahval” adlı gazete
26.Roman, biri eski gelenekler bağlı alaturka; diğeri Batı özentisi, alafranga diyebileceğimiz iki karakterin kim zaman kesişen hayatları üzerine kuruludur. Ahmet Mithat Efendi’nin bu romanda alafranga tiplemesi aracılığıyla Batı özentisi içinde olmayı eleştirdiği yaygın bir görüştür. Ancak bizce yazar, bundan daha çok tembelliği ve israfı eleştirir. Alaturka karakterin “züppe”likten uzaklığı anlatılır; bu doğrudur. Ama onun tutumluluğu daha çok öne çıkarılmıştır.
Bu parçada sözü edilen roman, aşağıdakilerden hangisidir?
A)Hasan Mellah Yahut Sır İçinde
B)Araba Sevdası
C)Hüseyin Fellah
D)Fatih- Harbiye
E)Felatun Bey’le Rakım Efendi
27.Tanzimat edebiyatının şiirden sonra en çok önem verilen türü tiyatrodur. Birinci dönemde sahne tekniği bakımından güçlü sayılabilecek, ikinci dönemde “okunmak üzere” yazılan bir edebiyat türüne dönüşmüştür. Batılı anlamda ilk tiyatro eserini Şinasi vermiştir. Namık Kemal ve Ahmet Vefik Paşa “halkın anlayabileceği bir dil” kullanma çabasıyla oyunlar yazmıştır. İkinci dönemde eserlerin konuları tarihe ve dış ülkelere yönelmiş AbdülhakHâmid sadelikten uzak karakterleri kendi edebi diliyle konuşturan oyunlar yazmıştır.
Aşağıdaki tiyatro oyunlarından hangisi sözü edilen yazarlardan birine ait değildir?
A)Şair Evlenmesi
B)Eşber
C)Çok Bilen Çok Yanılır
D)Celaleddin Harzemşah
E)Zoraki Tabip
28.Aşağıdakilerden hangisinde, bir kavramın ne olmadığı söylenerek ne olduğu belirginleştirilmiştir?
A)Belli bir çıkar gözetilerek yapılan yardım, iyilik değildir.
B)Sanatın bilgisi, gündelik yaşamda ancak dolaylı olarak kullanabileceğimiz bir bilgidir.
C)Her şeyi öğrenip unuttuktan sonra geriye kalan şeye kültür denir.
D)Tiyatro, zaman ve mekân değişikliklerine pek olanak tanımaz.
E)Bir kitabın çok satılması, onun iyi olduğunu göstermez.
29.Yaratılmış bir doğa görmek için Londra’ya gidin; harcanmış bir doğanın üstünde ağlamamak için İstanbul’a uğramayın.
Bu cümlenin anlamı ve anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)Kişileştirme yapılmıştır.
B)Hem övgüde hem yergide bulunulmuştur.
C)Gözlemlerden yararlanılmıştır.
D)Karşılaştırma yapılmıştır.
E)Düşünce gerekçesiyle açıklanmıştır.
30.Ailece ormana pikniğe gittiğimiz o günü unutamıyorum. Babam, benim için çınar ağacının sağlam bir dalına salıncak kurmuştu. Kendisi bile sallanmıştı onda. İpleri çok kalındı salıncağın. O günden, bir de yediğimiz testi kebabının tadı kaldı aklımda. Babam yapmıştı. Yaparken onu seyretmiştim. Bir testiyi, parça etlerle ve özenle doğranmış sebzelerle doldurup toprak altındaki fırının ateşine gömmüştü. Yemek çok lezzetli olmuştu ondan sonra hiçbir yerde yemedim bu yemeği, görmedim de. Öyle çok sevmişim ki; üzerinden yıllar geçmesine karşın o tadı hâlâ unutamıyorum.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A)Betimletici öğeler kullanma
B)Devrik cümlelere yer verme
C)Olay içinde yaşatma
D)Tanımlamalara başvurma
E)Kimi ayrıntılara yer verme
Bugün 10 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!
SAYFA HAKKINDA
Bu site şahsıma aittir ve Sayın Prof.Dr. Hasan AKAY ve Sayın Doç.Dr. Yılmaz TAŞÇIOĞLU hatırasına kurulmuştur. Site içinde "Dil ve Edebiyat" ile ilgili seminer, konferans, panel haberleri, düzenlenecek yarışma ve etkinliklerin tarihlerini içeren bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca üniversite ve lise düzeyinde soru bankaları, sunum ve konu anlatımları, dil ve edebiyat konusunda birtakım makaleler bulunmaktadır.
BİZE ULAŞIN
MUĞLA ÜNİVERSİTESİ
Muğla Üniversitesi ozd.mu.edu.tr adresinde, Uzaktan Eğitim yoluyla Türk Dili, Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi, Bilgisayar, Enformatik gibi dersleri 2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılında vermeye başladı.
Muğla Üniversitesi Hakkında Genel Bilgiler:
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, 03 Temmuz 1992 tarihinde 3837 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Üniversitemizin kuruluşunda Fen-Edebiyat, Su Ürünleri Teknik Eğitim ve İktisadî ve İdarî Bilimler Fakülteleri, Fen ve Sosyal Bilimler Enstitüleri, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu yer almıştır. Muğla’daki ilk yüksek öğrenim birimleri ise 1975 yılında Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisine bağlı olarak kurulmuş, 1982 yılında ise Dokuz Eylül Üniversitesine bağlanmış olan Muğla İşletmecilik Yüksekokulu ile 1989 yılında Dokuz Eylül Üniversitesine bağlı olarak kurulmuş olan Muğla Meslek Yüksekokuludur. Üniversitemizin kurulmasıyla Muğla İşletmecilik Yüksekokulu İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesine, Muğla Meslek Yüksekokulu da Üniversitemize bağlanmıştır.
Üniversitemizde 12 fakülte, 4 enstitü, 5 yüksekokul, 12 meslek yüksekokulu, 18 araştırma ve uygulama merkezi bulunmakta; 146 bölüm/program, 50 ana bilim dalında 26.000 üzerinde öğrenciye, 1000’i aşan öğretim elemanı ve 800’e yaklaşan idarî personel ile eğitim-öğretim hizmeti verilmektedir.
ÖZGEÇMİŞ
Eğitim alanında resmi ve özel kurumlarda, yedi senedir görev yapmaktayım. Akademik anlamda, Muğla Üniversitesi'nde, 2009-2010 Eğitim ve Öğretim yılından itibaren çalışmaya başladım. Uzem ve Türk Dili Bölümü işbirliği çerçevesinde 2012'den bu yana elektronik ortamda uzaktan eğitim dersleri vermekteyim.
SAU
Sakarya Üniversitesi'nin kısa adı SAU'dur. Kendisine çağdaş uygarlığın gerektirdiği her türlü donanıma sahip bireyler yetiştirmeyi amaç edinmiş olan Sakarya Üniversitesi'nin çekirdeğini 1970 yılında açılan Sakarya Mühendislik ve Mimarlık Yüksekokulu oluşturmuştur. Bu okul 1971 yılında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'ne dönüşmüş, 1982-1992 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne bağlı bir Fakülte olarak öğretim vermiştir.
3 Temmuz 1992 tarih ve 3837 sayılı kanun ile Sakarya Üniversitesi kurulmuştur.
90 sonrasında kurulan üniversiteler arasında akademik ve teknik altyapısını hızla tamamlayan üniversitemiz idari birimleri ile ISO-2002 Kalite Belgesi ile "EFQM Mükemmellik Yetkinlik Seviyesi Kalite Belgesi"ne sahip ilk ve tek devlet üniversitesi olup lâboratuar, eğitim ve sosyal hizmetler, Internet alt yapısı ve bilişim sektöründeki atılımlarıyla bir çok üniversite için örnek oluşturmaktadır.
http://www.sakarya.edu.tr/